Christian Eisenberger

Purexrhinotillexomanie 9813/ 19445/ 11164

Ausstellung / Sergi -  Galerie St. Georg, Istanbul (27.2.-28.3. 09)

Vernissage / Sergi Açılışı:  27.2.09 / 18.00

Bu serginin başlığından yola çıkarak, sergimizdeki objelerin niteliği hakkında fikir yürütmeye çalışmak hata olur:

Bunlar Purex marka bir gergedan şampuanı ile mi ilgilidir? Gergedanlardan bir şeyler üretilmekte olup da bunlar „saf kuzu yünü“ ile mi ilgilidir?  Yoksa Konzett Galerisi’ndeki „Zeugaortaplacentatas“  sergisinde olduğu gibi tıbbi deyimler mi kullanılmaktadır?

O takdirde burun, kulaklar ve bunların temizliği ile ilgili bir tutku mu söz konusudur? Ancak kim, „burnunu karıştıran“ olarak belirtilmek ve keşfedilmek ister? Sonra rakam oluşumları: Bunlar hesap numaraları mı, yoksa birtakım şifreli mesajlar, rakamlara saklanmış kelimeler midir? Yoksa sadece Christian Eisenberger’in yaşamının kalan günleri midir? Yoksa Steiermark Eyaletinde kendi beldesi olan Semriach’daki „One Room“ (= Tek Oda) sanat galerisinin direktörü olan sanatçının numaralanmış yapıtları mıdır?

Christian Eisenberger konusunda sadece sorular sormak değil, biraz da üzerini kazımak ve eğelemek gereklidir. İş teknikleri çok çeşitli olup, bunlara resimler de dahildir. Davetiyesinden tanıdığımız „Larvaları“, kendi bedeninde yapıştırıcı bantlarla yapılmış şekil değişimleridir. Bu malzeme ile „tercihen kahverengi“ olarak şehirdeki karton figürleri yerleştirirken de çalışmaktadır. Sanatçının yapıtları çoğunlukla ortadan kaybolacak şekilde düşünülmüştür. Özellikle doğa ile iletişim ve karşılıklı etkileşimi önemli bulan bir sanatçı olarak, sürekli bir şeyler yapmak gereğini duymaktadır.  Yaptığı piramitler ve ormanda kesme şekerden yarattığı ikiz kuleler, elbette karıncalar tarafından iyi kabul görmektedir! Ve apartman duvarlarında tıraş köpüğü ile yaptığı sprey eylemleri bir sonraki yağmurla silinip gitmektedir. Maalesef! Maalesef mi?

Christian Eisenberger bir süre İstanbul’da çalışacağı için çok sevinçliyiz. Belki de – elbette açılmış – bir süper yapıştırıcı tüpünü Boğaziçi’ne batırarak, bu iki kara parçasının denizin dibinden yeniden kalıcı olarak birbirlerine bağlanmasını da sağlayabilir.

Norbert Krinzinger